Arz-ı Mev’ud’a Çomak

Yayınlama: 29.08.2016
A+
A-
  • Joe biden YPG’yi terör örgütü saydı ya da saymadı
  • DAEŞ ve  EL-NUSRA’nın hedefi devlet kurmak ya da parçalamak
  • Suriye’nin sınırları korunacak ya da ihlal edilecek
  • ABD ve Rusya, Suriye konusunda mutabakata vardı ya da muhalifler
  • Türkiye’nin en iyi dostu ABD ya da Rusya…

Tüm bu başlıklar hakim güçlerin, Ortadoğu üzerinden  dünyayı dizayn için yaptıkları stratejik hamlelerinin su üstüne çıkmış kısmı…
Ortadoğu’ya, asıl isimleri nifak ve talan olan ikiz kardeşler İsrail ve ABD girmiş; toprak isteyen toprak, petrol isteyen petrol alıyor. ABD’nin derdi sömürü olduğu için altın, petrol, insan ne buluyorsa kullanıyor. İsrail ise bölgede dini hassasiyetleri gereği toprakla ilgileniyor. Mısır Irmağından(Nil Nehri) Büyük Irmağa, Fırat Nehrine kadar İsrail’in olmalıydı. İsrail işe Müslümanların kanayan yarası haline gelmiş Filistin ile başladı.(Halkının kendi topraklarında yabancı kaldığı Filistin’in bu gün neredeyse tamamı Yahudi toprağı olmuş bir şekilde.) Sonra Lübnan, Irak, Mısır, Suriye… Her ne hikmetse bu ülkelerin istisnasız hepsinde iç savaş oldu. Bölündüler, parçalandılar ve yutulmaya hazır hale getirildiler. Kan pınarına dönen bu coğrafyada çocuklar yetim, analar öksüz, insanlık isimsiz kaldı. Sırada Türkiye vardı. Türkiye de darbe ile Büyük Ortadoğu Projesine hediye edilecekti. Millet  Allah’ın izniyle bu oyunu bozunca, b planı; terör eylemlerine ağırlık verilerek kaos ortamı oluşturup bir kırılma beklediler ama Allah’ın izniyle millet yek vücut olup bunun da üstesinden geldi, gelecektir de…
Tevrat’ta ki ismi Arz-ı Mev’ud(vaat edilmiş topraklar), fiiliyatta Nil ve Fırat Nehirleri arası hamiyeti, siyasi arena da ise Büyük Ortadoğu Projesi(BOP); Ortadoğu ülkeleri için devlet sınırı belirtmeyen, insani hiçbir duygusu olmayan, zulüm adına dünyada ne varsa hepsini ihata etmiş dipsiz bir kuyuydu.
Ve yeni TÜRKİYE…
Yeni Türkiye ilk adımını, yeni Ortadoğu ve yeni Dünya düzeni için Cerablus’a girerek attı. ÜMRAN BEBEK ve diğer tüm kardeşlerinin kurtuluşunun ismi oldu Fırat Kalkanı Operasyonu. Katil İsrail gibi kan dökerek, zulmederek, kaoslar ve iç savaşlar çıkararak değil, iç savaşlar yüzünden mülteci durumuna düşmüş, açlık-sefalet-kahır üçgenindeki insanlara bağrını açarak başlatmıştı mücadelesini. Bu gün Türkiye’de ki milyonlarca sığınmacı bunun en büyük kanıtıdır. Bu size bildik bir geçmişi hatırlattı mı? Hani Osmanlı da huzur, barış, kardeşlik, nizam, hak ve adalet götüreceği yerleri fethetmeden önce oralara örnek insanlar gönderip oralarda ki insanların kalplerini fethetmiştir. Sınırlar, devletlerin belirlediğinden  öte insanların kalplerinde ve akıllarında oluşan duygu ve fikirlerden müteşekkil olmadı mı zaten tarih boyunca? Türkiye de ilk gönül fethini Cerablus ile başlattı. Cerablus, Filistin’e kadar uzanacak Müslüman koridorunun kapısı oldu. Yeni Türkiye,  BOP’un kanlı koridorunu Müslüman koridoruna çevirecek İnşallah… Katil İsrail, geldiğin yoldan yani oluşturduğun koridordan sana geliyoruz. Kalbinin ürkek seslerini duyar gibiyim. Seni de unutmadım ikiz kardeş ABD, sana da geldiğin yoldan okyanus ötesinden geleceğiz.
Bu milleti dünyanın herhangi bir köşesinde ki zulüm öldürür,
sömürü öldürür,
haksızlık öldürür,
bir çocuğun gözündeki yaş öldürür,
ama
ÖLÜM ASLA ÖLDÜRMEZ…

Not: Bu yazının yorumları aşağıdaki sayfadadır!

Bir Yorum Yazın
Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.