Yeşil Yol mu? Yeşil Hayat mı?

Yayınlama: 17.08.2015
A+
A-

Son dönemde Havva ana ile gündeme gelen (O’nun ismiyle simgeleşen) Yeşil Yol Projesi nedir? Neyi hedeflemektedir? Bu projede bölgemizdeki doğal hayatı tehdit etmesi gibi riskler var mıdır? Bu konular hakkında kamuoyunun ve bölge halkının bilgilendirilmesi amacıyla bu yazı kaleme alınmıştır.

DOKAP Başkanlığı tarafından Turizm Master Planı kapsamında hayata geçirilmesi planlanan/öngörülen Yeşil Yol Projesi, DOKAP’ın resmi web sitesinde verilen bilgiye göre;

  1. 8 ilin (Samsun, Ordu, Giresun, Trabzon, Gümüşhane, Bayburt, Rize, Artvin ) önemli yaylalarını ve turizm merkezlerini birbirine bağlayan,
  2. Bölgeye gelen yerli ve yabancı turistlerin belirlenen güzergâh boyunca güvenli, konforlu bir şekilde seyahat etmesine imkân sağlayan,
  3. Doğayla bütünleşik bir turizm projesidir.[1]

Yeşil Yol mu? Yeşil Hayat mı?Buradan anlaşılan Samsun’dan Sarp sınır kapısına kadar olan yayla yollarının birleştirilmesi, yolların iyileştirilmesi, yolların genişletilmesi, gelen turist sayısının arttırılması ve bölgenin doğa turizmine açılmasıdır.

DOKAP Başkanlığı’nın yine resmi web sitesinde verilen bilgiye göre Yeşil Yol Projesi ile şunlar hedeflenmektedir;

 

  1. Doğu Karadeniz Bölgesinin sahip olduğu doğal zenginlik kaynakları değerlendirilecek,
  2. Bu yörede yaşayan insanlarımızın gelir düzeyi ve yaşam kalitesinin yükseltilmesi sağlanacak,
  3. Bölgeler arası ve bölge içi gelişmişlik düzeyi farklılıkları giderilecek,
  4. Bölgenin tarihi ve kültürel zenginlikleri korunacak,
  5. Göçün engellenmesi sağlanacak,
  6. Ulusal düzeyde ekonomik gelişme ve sosyal istikrar hedeflerine katkıda bulunacak,
  7. Turizm Merkezlerinde doğaya saygılı sosyal yaşam alanlarının oluşmasına ve ekonomik büyüklüğün artmasına katkı sağlayacak, bölgeye gelecek olan turist sayısı yaklaşık 1.275.000’e çıkarılacak ve bölgemizde yaklaşık 75.000 kişilik ek istihdam oluşturulacak,
  8. Bölgemizde konaklama kapasitesi (yatak sayısı) yaklaşık 90.000’e çıkarılacak,
  9. Bölgemizde konaklanan gün sayısı yaklaşık 8.000.000’a (sekiz milyona) çıkarılacak,
  10. Bölgenin ekonomik kalkınmasında ilk aşamada yaklaşık 3 kat büyümeye, ikinci aşamada ise yaklaşık 5 kat büyümeye imkân sağlayacak,
  11. Bölgenin doğal güzellikleri hem korunacak hem de kontrollü ve disiplinli bir şekilde kullanılacak,
  12. İsviçre’de, Avusturya’da, İtalya’da, Alplerde arananlar, Doğu Karadeniz’de bulunabilir hale getirilecek.[2]

 

Bu hedeflerden anlaşılacağı gibi samimi bir biçimde özellikle Doğu Karadeniz’in doğa turizmine açılması amaçlanmaktadır.

Belki de bu samimi niyetle proje hazırlanmışken farkında olunmadan bazı önemli risklerin göz ardı edildiği anlaşılmaktadır. Şöyle ki Doğu Karadeniz hem dünyanın hem de ülkemizin en güzel ormanlarının bulunduğu bölgelerden biridir. Bu bölge yoğun turizm aktivitelerine açılırsa ve bunun içinde DOKAP eylem planında da desteklenmesi yer alan[3] Yeşil Yol çevresindeki turizm konaklama, otel, yeme-içme tesisleri ve alt yapı çalışmaları; bu çalışmalar sırasında ve devamında bölgeye gelen yoğun turist akını ile çevredeki doğal hayatın katı, sıvı ve gaz atıkları ile kirlenmesi gibi yoğun bir değişime ve etkilenmeye/deformeye uğrayacağı görülmektedir. İnsanların yoğun bir şekilde bölgede bulunması bölgedeki tahribatı da hızlandıracaktır.

Buna en güzel örnek Uzungöl’ün şu anki halidir. Önceki haline göre turizme açıldıktan sonra yoğun ilgi gören hali arasında önemli farklılıklar bulunmaktadır. Uzungöl çevresi hızlı bir yapılaşmaya sahne olmuştur. Bu şekilde Uzungöl’ün eski doğallığını ve güzelliğini hızla turizme bağlı olarak yitirdiğini görmekteyiz.

Bu nedenlerle Yeşil Yol Projesi ardından bölgenin doğal yapısını ve doğal hayatı tehlikeye sokacak yapılaşmayı da beraberinde getirecektir. Bu da Doğu Karadeniz Bölümünün ormanlarını, doğal hayatını (Özellikle nesli tükenmekte olan Kuş, Kelebek vb. hayvanların ve endemik bitki türlerinin) tehdit eden çok büyük riskler ortaya çıkaracaktır. Bu proje hazırlanırken bu riskler dikkate alınmış mıdır veya bu risklere karşı ne tür önlemler alınmıştır? Bu sorunun cevabını şuan bilmiyoruz. Yetkililerin bu konuda çok iyi düşünmesi gerekmektedir.

İnsan, bunları düşündükten ve analiz ettikten sonra proje sahiplerine şu soruları sormadan edemiyor;

  • Yolun kalitesinin ve genişliğinin artması mı; yoksa doğal, tozlu toprak yol mu turistleri, doğaseverleri etkiler, bölgeye çeker?
  • Hem korunacak hem de kullanılacak? Bu nasıl olacak, mümkün mü?
  • Doğanın bir kanunu var; kullanılan her şey zamanla tahribata uğrar. Bu bakir bölgemiz zamanla, kullanıldıkça yıpranmayacak mı? Geri dönüşü olmayacak hasarlara uğramaz mı?
  • Yeşil Yol mu; Yeşil Hayat mı?

[1] http://www.dokap.gov.tr/Haberler.aspx?hid=12141 erişim tarihi: 03/08/2015.

[2] http://www.dokap.gov.tr/Haberler.aspx?hid=12143 erişim tarihi: 03/08/2015.

[3] DOKAP Eylem Planı, s.62.

Bir Yorum Yazın
Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.