Baksı Müzesi’nde 10. yıla özel buluşma

Yayınlama: 14.08.2015
A+
A-

Baksı Kültür Sanat Vakfı, 10. yılını bu yıla özel etkinliklerle kutladı.

Baksı Müzesi Kurucusu Prof. Dr. Hüsamettin Koçan, Baksı Kültür Sanat Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Oya Koçan ve Bayburt protokolünün katılımıyla gerçekleştirilen “ON” sergisi medya tanıtımını, sergi küratörü Marcus Graf, sanatçılar Ali Kazma ve Kemal Tufan’ın yanı sıra çok sayıda basın mensubu, davetliler ve vatandaşlar da izledi.

10. yılı kutlama arzularının, Avrupa Konseyi Müze Ödülü’nü aldıktan sonra oluştuğunu belirten Prof. Dr. Hüsamettin Koçan yaptığı konuşmada, “Burada, bu güzel tepede, güzel insanların sıcak kalpleriyle 10 yıldır bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. Bugünkü kutlama, bu 10 yıllık maceramızı biraz daha görünür kılmak, bu süre zarfında nereden nereye geldiğimizi anlamak ve bunu sizlerle de paylaşmak isteğimizin bir ifadesidir,” diye konuştu.

Baksı Müzesi’nde 10. yıla özel buluşmaBaksı Müzesi’nin “gelecekçi” bir proje olduğunu vurgulayan Koçan, “Baksı Müzesi herkesin gitmek istediği yere herkesi çağırma projesidir. Bu nedenle sürekli üretmeye ve kendini yenilemeye devam edecektir. Bu aslında hayatın bizi ‘oldu bittiyle’ zorladığı bir dünyaya da hafif bir başkaldırıdır,” dedi.

Arkalarında bir sermaye gücü olmadan bugünlere gelmenin zorluğuna da değinen Koçan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bizi en çok destekleyen sanatçılar ve gönüllüler oldu. Bayburtlu gurbetçilerin ilgisini de her zaman yakından hissettik. Çocukların ve kadınların Baksı Müzesi’ne karşı sevgi ve sempati duymaları bizim için umut verici. Başlangıçta biraz mesafeli olmamıza karşın son dönemlerde Bayburt yerel yönetiminin ve resmi bürokrasisinin doğrudan müzemize sunduğu katkılar Baksı Müzesi için çok değerli. Baksı için sivil bir kuruluş olarak kendisini sürdürebilmesi ve gönüllülük esasına dayalı yapısını koruyabilmesi taviz vermek istemediğimiz bir ilkedir. Biz bu ilkeye bağılı kalarak yolumuza devam etmek istiyoruz.”

Konuşmanın ardından Baksı Müzesi ana binasında küratör Marcus Graf’ın rehberliğinde “ON” sergisi tüm katılımcılar ve ziyaretçilerle birlikte gezildi. Katılımcılara serginin konsepti, sergilenen eserlerin bu konsept doğrultusunda nasıl kurgulandığı ve sunumu hakkında bilgi veren Graf, “ON sergisi, Baksı Müzesi’nin ‘ayırımsız sanat’ anlayışını yansıtmak amacıyla, yüksek sanat ve halk sanatı arasındaki hiyerarşi ile tarihsel ve çağdaş farklılıkları yok sayarak oluşturuldu. Çünkü ortaya çıkan her eserin kaynağında insan ve yaratıcılık vardır,” diye konuştu.

Baksı Müzesi 10. yıl kutlamaları 10. Yıl Konseri ile devam etti. İlk kez Bayburt’ta konser vermenin heyecanını yaşayan Bülent Ortaçgil, Baksı Müzesi’yle ilgili olarak şunları söyledi: “Buraya yıllardır gelmek istiyordum, bu konser güzel bir vesile oldu. Bu coğrafya gerçekten şaşırtıcı, Hüsamettin Koçan’ın yaptığı ise benim için daha da şaşırtıcı. İnsanın bu kadar az olduğu bir yerde böyle bir yaşam ünitesi inşa etmek, içine bunca sanat eseri koymak gerçekten çok etkileyici. Bir sanatçının doğduğu topraklara geri dönme çabası, belki sanat adına da doğru bir hamledir. Çünkü insanlar genelde doğdukları yerlerden başka yerlere göçerler ve bir daha dönmezler. Bu projede ise tersine bir hareket söz konusu. Umarım insanlar bunu anlar, benimser ve yaşatır Baksı’yı.”

Konserin bir diğer sanatçısı Erkan Oğur, Baksı’nın kendi memleketi Harput’u andırdığını, bu nedenle ilk bakışta kendisini memleketindeymiş gibi hissettiğini paylaştı. Müzeyi, özellikle de müzenin içinde yankılanan sesleri çok sevdiğini anlatan Oğur, “Belki ileride Baksı’da müzik enstrümanları da sahnelenir. Burada bir koroyu dinlemek de harika olur.  Bu konser, müzik sanatının da bu müzede icra edilmesi açısından ayrıca anlamlı. Ümit ederim ki gelecek yıllarda Baksı’nın kendi adıyla anılan ve tüm kültürel değerleri içine alan uzun soluklu bir festivali olur,”  diye konuştu.

İsmail Hakkı Demircioğlu ise “dağ başında” böyle bir müzeyle karşılaşmış olmanın kendisi için heyecan verici olduğunu belirterek şunları söyledi: “Büyük bir inançla bu işe girişilmesi ve ortaya konan çaba, benim genel olarak hayatla ilgili duyduğum karamsarlığı biraz olsun giderdi. Bayburt’ta ilk kez izleyici karşısına çıkacağız, gelecek dinleyicileri ve sonrasındaki tepkileri çok merak ediyorum. Belki bu konser sonraki projeler için de bir başlangıç olur. Bu tür etkinlikler, müzeyi canlı tutma ve kültürel kaynaşma için de güzel bir vesile olacaktır.”

Yaklaşık 2 saat sahnede kalan üç büyük ozan, gün batımında gerçekleştirdikleri açık hava konserinde dinleyicilere unutulmaz anlar yaşattı.

Bir Yorum Yazın
Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.