Bayburt Sevdası

Yayınlama: 29.09.2023
A+
A-
Yapımcı - Yönetmen

Kış meşakkati ve uyuşukluğundan sıyrılıp atmak istiyorum kendimi yine Anadolu’mun İrem bahçelerine.

Kutsanmış bir sevinci fısıldarken takvimler, izleği yitik ömrüne yağmur giydiren bir yolcu olacağım bu sonbahar abuhavasında. Bal rengi gözlerinde ovaların, avuçlarımla bahar toplayacağım, bir uçtan bir uca ülkemin yaşam fışkıran topraklarında. Bana gülücükler saçacak lale, nergis, gül. Dirilecek zerdali, erik, hanımeli, sümbül. Leylekler inecek, kartallar dönecek tepelerde; kim bilir, ne acılar çekecek yine bülbül…

Bazen, suskunluğunda anlamsız yalnızlıkları giyerken üstüne, sevdasına ömrümü hiçe sayacağım Bayburt’un. Sokaklarına akıtacağım imgelere dönüşmüş sevdalarımı. Sözlerimi kağıtlara damıtacağım, hüzünlü bir akşam rengi olurken yalnızlığım. Vurup kendimi kırık bahar güneşine, sardunyasız balkonlarda sözcükler arayacağım belki.

Beni zifiri karanlıktan koruyacak bir armağan Prometheus’dan, yüreğimdeki bu ateş.

Anılar kururken rüzgarlı yanımda; uzun gecelere sarılacak derin düşünceler. Ömrüme yaslanan yılların yorgunluğunu atacağım üstümden. Ağır gelmeyecek bana artık, yağmalanan düşlerimin ıssız yol ayrımları.

Metruk sokaklarında intihar eden umutlara kayıtsız bu kenti terk edip; güz vurgunu gülleri kırıp geleceğim sana Bayburt.

Soluksuz karanlıkların amansız fırtınalarından kurtulup, ıslak gelincikleri kurutacağım koynumda. Kovalanan ceylanları saklayacağım.

Toy bir bulut düşürmesin sakın, ağzından yıldırımı. Acıya ağlayan bulutlar, kalabalık bir duman sağmasın Kop Dağı’nın başında.

Bekle Bayburt!

Gözden uzak mağaralara siluetler resmetmeye geleceğim. Dargın yaseminlere serenadım var geceleri. Gönül dağlarına çiğdem ekeceğim. Meşalelerini söndürene kadar kıskanç bir ay ışığı, balıklarla söyleşeceğim durgun sularda. Hep bir balık kokusu olacak kumunda; içimden çekilen denizlerin. Suyun kanayan ruhunu ateşle sıvayacağım. Efkarımı gözünün ufkunda asacağım Bayburt. Burçlarından boşalacak her akşam sarmaşıklar. Bahar ninnileriyle taylar büyüteceğim. Dileklerimle dereler besleyip, baharı düşüreceğim göçmen kuşların aklına.

Vadimden bad-ı saba boranlar geçecek, alıp götürecek beyhude yıllarımı Çoruh.

İstanbul’u bir bakışlık zamana bırakıp, geleceğim Bayburt.

Ben kıdemli kahır işçisiyim, dönülmez akşamın ufkunda. Ebruli yakamozların sağanak düşümleriyle, ay tutulacak gözlerimde.

Yanaklarına sevinç sür Bayburt, gözlerin gökçelensin. Gözlerinin rengini yudumlasın her zerrem, o şehla bakışlarına tutunup.

Nasırlaşmış gecelerin mustarip yalnızlıkları tırmanırken parmaklarıma; sabahçı kahvesinden sıcak çay kokusu çalmaya uyanacağım sende Bayburt.

Yağmurlar üşüyor şimdi gözünde, biliyorum. Ben de boş değilim Bayburt; yüreğime aşk kınası çalıyor hüzne bulaşık yokluğun.

Seheri ummaz oldular güz çiçekleri; ben, bir orkidenin peşinden koşalı beri. Ben, kendi ülkemde tek odalı bir han’ım, yolcusu kendim olan.

Yazarın Son Yazıları
29.09.2016
07.05.2013
Bir Yorum Yazın
Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.