Saman kokulu eski kitaplardan aldığım hazzı hiçbir yerde bulamam. Sebebini bilmiyorum ama benim için apayrı cezbediciliği vardır eski kitapların. Kütüphanede çalıştığım dönemlerde gözlerim radar gibi ciltlenmiş bu antika kitapları arar, bulurdu. O isimsiz, künyesiz ciltlerin arasında ne değerli hazineler çıkar...
Geçmişten günümüze insanlığın kanayan yarasıdır torpil. Çevremizde torpil mağduru olmayan, iş başvurusunda haksızlığa uğramayan yoktur neredeyse. Bir tarafta çalışan, emek veren insanlar emeğinin karşılığını beklerken diğer tarafta başkaları referans aracılığıyla hiçbir emek sarf etmeden hedefe ulaşıyorlar. Ne yazık ki hiçbirimiz...
Bir kaç sene önce, bir yakınım Şeyh Hayran hazretlerinin mezarının başında Fatiha okurken ak sakallı bir dede ona Fatiha okuduğu zatın kim olduğunu bilip bilmediğini sormuş. Arkadaşım bilmediğini söyleyince dede, “Sen nasıl Bayburtlu’sun. Bu mezardaki zat Nasrettin Hoca’nın hocası olur....
Saat dördü gecenin, uykudaydı yıldızlar Rüzgar yaman vurdukça yorgun tepeler sızlar İki aslan parçası döndü operasyondan Sırılsıklam oldular, üşüdüler bir yandan Süratle abdest alıp başladılar namaza Yasin dedi, “Gidip de bakayım yaramaza” Ağır şartlar, sonunda hanıma çark etmişti Yuvasını dağıtıp...
Alparslanlar ocağından, Mirle gelir fetih ruhu. Horasan’ın kucağından Pirle gelir fetih ruhu. Düşün; kimsin, gayen nice? Neden kalmış fikrin cüce? Hakk yolunda gündüz gece Terle! Gelir fetih ruhu. Bozulur şu düşman çarkı, Damarında çürür korku, Kosova’dan yanık türkü, Yırla gelir...
Muizzî, Büyük Selçuklu Devleti’nin kudretli hükümdarı Sultan Melikşah’ın himayesinde yetişen, çağının en önemli saray şairlerinden sayılan, edebiyata ivme kazandıran mühim bir şahsiyettir. Nihad Sami Banarlı’nın Edebiyat Sohbetleri kitabında Muizzî ile alakalı ilginç bir rivayet yer almaktadır. Hakkındaki bu rivayetin gerçek olduğunu...
“Hey ciğeri köz tüten bağrı yanık analar! Yavrusuz gecelerde hep uyanık analar!” Bayburt’un yine deli zemherisi çatmıştı Dinmeyen bir fırtına yolları kapatmıştı Pencerenin dibinde Hanım uyukluyordu Gurbetteki oğlunu içten sayıklıyordu Oğlu gitmiş gurbete dönememişti geri Ne bir selamı geldi ne...
Aylar önce 3. Murat döneminde yazılmış olan Bayburtlu Osman isminde bir müverrihin Tevarih-i Cedid-i Mirat-ı Cihan (Cihan Aynasından Yeni Tarihler) adındaki eseri elime geçti. Böyle bir eseri okumak beni nasıl heyecanlandırdı bir bilseniz! Memleketimizden çıkmış 3. Murat döneminde yaşamış bir...
Ayıcılık Yetimhan diyarının unutulmuş çağında Bir ayıya saltanat nasip olmuş dağında Sincap kardeş inini çiçeklerle süslemiş Tilki kardeş ayıyı kaymaklarla beslemiş Bir dediğini iki etmez imiş koyunlar Canı sıkılsa hemen oynanırmış oyunlar Ava çıkmaz kurbanı ayağına gelirmiş Kahvaltısı olmayı leylek...
Açlık Yetimhan dedikleri sakin bir diyar vardı Ahalisi mert idi,dürüstçe yaşarlardı Boz bir eşek bu halkın padişahı olmuştu Saraydaki miyadı onun yeni dolmuştu Otlamaktan dönüp de bakamadı halk açtı O yulaftan tadardı, el buğdaya muhtaçtı Gün geldi ki uğradı halkının...