Anadolu’nun “Topraktan Kopuş” Hikayesi, Kenan Yavuz Etnografya Müzesi’nde kalıcı olarak sergilenecek.
Bayburt Portalı – Kenan Yavuz Etnografya Müzesi, geleneksel “sanatçı yerleştirme” programı kapsamında, toplumsal yalnızlaşmayı ve köklerden uzaklaşmayı simgeleyen “Topraktan Kopuş” adlı esere ev sahipliği yapıyor. Eser, düzenlenen törenle müzenin kalıcı koleksiyonuna dahil edildi.
Bayburt’ta bulunan ve aldığı uluslararası ödüllerle adından söz ettiren Kenan Yavuz Etnografya Müzesi, anlamlı bir eseri daha bünyesine kattı. “Unutulan Birlikteliğe Adanmış Bir Anıt” mottosuyla hayata geçirilen “Topraktan Kopuş” eseri, Mimar Sinan Üniversitesi öğretim üyesi Dr. Ezgi Sandıkçı tarafından hazırlandı. Sanat danışmanı Dr. Feride Çelik’in küratörlüğünü üstlendiği eser, toprağın birleştirdiği toplumsal yapıdan uzaklaşan, varlık içinde bireyselleşen günümüz insanının hikayesini çarpıcı bir dille anlatıyor.
Eserin açılış törenine Bayburt Valisi Mustafa Eldivan, Belediye Başkanı Mete Memiş, Müze Kurucusu Kenan Yavuz, Baksı Müzesi Kurucusu Prof. Dr. Hüsamettin Koçan, il protokolü ve çok sayıda vatandaş katıldı.
“Issızlaşan Anadolu Topraklarını Simgesel Boyutta Anlattık”
Kenan Yavuz Etnografya Müzesi Kurucu Yönetim Kurulu Üyesi Sibel Yavuz, müzeyi bir sosyal sorumluluk projesi olarak hayata geçirdiklerini belirterek, “Kadim kültür mirasımızın taşıyıcı kolonlarından biri olduk ve aldığımız uluslararası ödüller ile dünya çapında bir müzeye dönüştük. Dünyanın ve ülkemizin yaşadığı sosyolojik dönüşümleri gündeme taşımaya gayret ediyoruz,” dedi. Sanatçı yerleştirme programının önemine dikkat çeken Yavuz, “Önceki yıllarda ‘eleğin hafızası’, ‘göç yolu’ gibi projeleri gerçekleştirmiştik. Bu yıl ise ‘Topraktan Kopuş’ eseri ile ıssızlaşan Anadolu topraklarını, topraktan kopuş ile savrulan toplumsal yapımızı simgesel boyutta anlatmaya çalıştık,” ifadelerini kullandı.
Sanatçıdan Anlamlı Adanmışlık
Eserin sahibi Dr. Ezgi Sandıkçı, çalışmasının müzede daimi olarak sergilenecek olmasından duyduğu gururu dile getirdi. Eserini Anadolu’nun unutulmaya yüz tutan emeğine, paylaşım kültürüne ve toprakla kurulan o eşsiz birlikteliğe adadığını vurgulayan Sandıkçı, “‘Topraktan Kopuş’ eserim, yalnızca fiziksel bir mesafeyi değil; kök salınan değerlerden, dayanışmadan ve birlikte yaşama iradesinden uzaklaşılmasını simgeliyor,” şeklinde konuştu.
“Pas İçinde Kalmış Kökleri Onarma Çağrısı”
Projenin küratörü ve Müze Danışma Kurulu Üyesi Dr. Feride Çelik ise eserin, İyilik İçin Sanat Derneği ile başlatılan programın bir çıktısı olduğunu belirtti. Modernitenin kadim kültürü örselediğini, toprakları sahipsiz, insanları ise yalnız bıraktığını ifade eden Çelik, eserin bu duruma bir ayna tuttuğunu söyledi. Çelik, “Eser, modernite öncesi tarımda kullanılan aletlerle yapıldı. Bu aletlerin paslı yüzeyleri, artık işlemeyen bir düzeni ve zamanla aşınmış ortak yaşamı görünür kılıyor. Eser, sahiplenilmeyen hafızanın, özlenen ortak yaşamın tanığı ve geçmişin emeğine saygının yanında pas içinde kalmış kökleri onarma çağrısıdır,” diyerek eserin derin felsefesini özetledi.