Yandex

BAYDER Kültür Sohbetleri’nde ‘Medeniyetimizde Kütüphanecilik’ konuşuldu

BAYDER Kültür Sohbetleri’nde ‘Medeniyetimizde Kütüphanecilik’ konuşuldu
Yayınlama: 17.11.2025 - 09:58
A+
A-

Bayburt Portalı – Bayburt Tarih-Kültür ve Edebiyat Derneği (BAYDER) tarafından her hafta düzenlenen Kültür Sohbetleri’nin bu haftaki konusu Kütüphaneci Cafer Dursun‘un sunumuyla “Medeniyetimizde Kütüphaneler ve Kütüphanecilik” oldu. Dursun, kütüphanelerin sadece birer bilgi deposu değil, aynı zamanda kent kimliğinin ve toplumsal hafızanın inşasında hayati bir rol üstlendiğini vurguladı.

Hafıza Kaybı, Telafisi Zor Bir Çöküş Demek

Kütüphanelerin, bir milletin ürettiği ve koruduğu bilgi kadar değerli olduğunu ifade eden Dursun, “Toprak kaybedilir, yeniden alınır. Şehirler yıkılır, tekrar inşa edilir. Ama hafıza kaybolduğunda telafisi zor bir çöküş yaşanır. İşte bu yüzden kütüphaneler, taş veya tuğladan örülmüş yapılar değil; milletlerin ruhunu inşa eden mimarlardır” ifadelerini kullandı.

Antik Çağdan İslam Medeniyetine Bilgi Sürekliliği

Dursun, kütüphane fikrinin Asur Kralı Asurbanipal’in Ninova Kütüphanesi ve M.Ö. 3. yüzyılda kurulan İskenderiye Kütüphanesi gibi antik örneklerle başladığını belirtti. Bu merkezlerin, bilgiyi saklayan pasif yerler değil, devlet aklının beslendiği aktif kurumlar olduğunu kanıtladığını söyledi.

İslam medeniyetinde ise kütüphane fikrine yeni bir boyut kazandırıldığını vurgulayan Cafer Dursun, Kur’an’ın ilk emri olan “Oku!” ifadesinin toplumsal bir bilgi hareketini başlattığını dile getirdi. Abbâsî döneminde kurulan Beytü’l-Hikme’nin sadece bir kütüphane değil, aynı zamanda bir akademi ve çeviri merkezi olduğuna dikkat çekerek şunları ekledi:

“İslam medeniyetinde kütüphaneler, vahyin ışığını aklın yöntemine dönüştüren merkezlerdir. Her kütüphane, ilmin mekâna bürünmüş hâli, bilginin toplumsal hafızaya kazındığı yerdir.”

Kütüphaneler Neden Savaşta İlk Hedef Olur?

Tarih boyunca kütüphanelerin işgalci güçler tarafından sistemli bir şekilde hedef alınmasını, bir medeniyetin kalbine vurulan darbe olarak nitelendiren Dursun, Moğol hükümdarı Hülagû’nun 1258’de Bağdat’ı işgali sırasında Beytü’l-Hikme’yi hedef almasının bir tesadüf olmadığını belirtti.

Dursun, kütüphanenin yok edilmesinin etkilerini şu kritik cümlelerle özetledi “Kütüphane yok edildiğinde toplumun düşünce geçmişi ortadan kalkar; bu da toplumun gelecekte kendisini yeniden inşa etmesini imkânsız hâle getirir. Savaşta kütüphane yıkımı, yalnızca bir bina tahribi değildir; toplumsal hafızanın silinmesi anlamına gelir.”

Selçuklu ve Osmanlı’da Kurumsal Mimari

Selçuklu ve Osmanlı döneminde kütüphanelerin eğitim ve devlet iradesinin kalbi haline geldiğini söyleyen Dursun, Nizamiye medreseleri ve Fatih’in Sahn-ı Semân’ının kütüphane temelli eğitim sistemleri olduğunu kaydetti. Köprülü Kütüphanesi (1678) ile bağımsız binalara taşınan kütüphanelerin vakıf sistemiyle bilginin millete ait olduğunun hukuki ifadesi olduğunu aktardı.

Bayburt Hafızası: Yakûtiye ve Ziyâiye Kütüphaneleri

Bayburt’taki kütüphane kültürüne de değinilen sunumda, Yakûtiye Külliyesi çevresinde şekillenen Bayburt Kütüphanesi ile Bayburt Rüşdiyesi Kütüphanesi’nin şehir hafızasındaki önemi anlatıldı. Ayrıca Gümüşhanevi Hazretleri tarafından yapılan Ziyâiye Kütüphanesi (1871) koleksiyonunun savaşta yağmalanarak Tiflis ve Leningrad’a götürüldüğü bilgisini paylaşan Dursun, bu durumun bir milletin hafızasını kesme girişimi olduğunu yineledi.

II. Dünya Savaşı’ndan sonra Avrupa’daki yöneticilerin “Öncelikle kütüphaneleri inşa edin!” söylemine dikkat çeken Cafer Dursun, sunumunu “Dijital çağda kütüphaneler, bilgiyi mekândan bağımsız kılarken; asıl görevimiz, okuma kültürünü yeniden merkezî bir değere dönüştürmek olmalıdır. Zira bir millet, kitaplarını okuduğu sürece geçmişini unutmadan yenilenir. Kütüphaneler, medeniyetimizin hafızası olduğu kadar, geleceğimizin de akıl haritalarıdır.” ifadeleriyle tamamladı.

Başkan Memiş’ten BAYDER’e Övgü

Bayburt Belediye Başkanı Mete Memiş, şehrin kültür hayatına istikrarlı bir şekilde hizmet eden BAYDER’in, bu alanda örnek bir STK olduğunu vurgulayarak, belediyelerin de şehrin kültür hayatına katkı sağlayıcı bir misyonlarının bulunduğuna değindi. Bu alanda gönüllü hizmet veren derneklerin yerel yönetimler tarafından desteklenmesinin gerekliliğini ifade etti. Başkan Memiş, sunumları için Cafer Dursun’a teşekkür ederek, günün anısına teşekkür belgesi takdim etti.

BAYDER Başkanı Fatih Dündar ise programa teşriflerinden dolayı duyduğu memnuniyeti dile getirerek Başkan Memiş’e şükranlarını sundu.

Her hafta Cuma günleri gerçekleştirilen Kültür Sohbetleri; şiir sunumları, İmdat Sancar, Mahmut Eren Çakıcı, Görkem Tekdemir, Şilan Beyhan, Uğur Dündar, Serdar Eslek, Ersen Ersen’in sahne sunumları ve koro türküleriyle sona erdi.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.