Hiciv tarzında yazdığı şiirleriyle daha çok tanınan Karakaoç’un toplumsal sıkıntıları dile getirdiğini belirten Dursunoğlu, Abdurrahim Karakoç’un en iyi ‘modern halk şairi’ ifadesiyle anlatılabileceğini söyledi.
Şiiriyle hatırlanan şairlerin büyük şairler olduğunu ve Abdurrahim Karakoç’un da ‘Mihriban’ şiirleriyle akla geldiğini hatırlatan Dursunoğlu, Karakoç’un ‘sanat toplum içindir’ sözünü benimsediğini ve eserlerinde bunun net bir şekilde işlendiğini kaydetti.
Karakaoç’un Türk-İslam Sentezcisi olduğunu ve bu yönde eserler verdiğini kaydeden Dursunoğlu, şairin; Karacaoğlan, Dadaloğlu ve Yunus Emre gibi halk şairlerini iyi okuduğunu fakat hiç birinden etkilenmediğini belirterek, “Bu durum kendisine sorulduğunda ‘Gölgede olanın gölgesi olmaz’ ifadeleriyle açıklamıştır” diye konuştu.
Dursunoğlu, şairin ilk yazdığı ve 2 kitap çıkaracak hacimdeki eserlerini beğenmeyip yaktığını, 1958 yılından günümüze yayınlanan 13 eserinin ise Türk Milleti var olduğu sürece yaşayacak eserler olduğunu kaydederek, “2012 yılında hayata veda eden Karakaoç, bu milletin tüm değerlerine sıkı sıkıya bağlı olan büyük bir edebiyatçıydı. Milletimiz var olduğu sürece de eserleriyle yaşayacaktır” şeklinde konuştu.
Program şair Önder Eryılmaz’ın okuduğu şiirlerle devam etti. Aşık Süphani, Aşık Visali, İsmail Öksüz ve İmdat Sancar’ın türküler seslendirdiği program koro halinde söylenen Bayburt Türküleri ile son buldu.