AK Parti Bayburt il teşkilatı ve meclis üyeleri tarafından CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun partisinin kurultayı ve TBMM’de ki grup toplantılarında yaptığı konuşmalarda Cumhurbaşkanına sarf ettiği sözler için suç duyurusunda bulundu.
AK Parti İl Başkanı Hakan Kobal başkanlığında Bayburt Adalet Sarayı’na gelen partiler, İl Genel Meclis Başkanı Yusuf elçi ve meclis üyeleri şikayet dilekçelerini Cumhuriyet Başsavcılığına teslim etti. Suç duyurusunun ardından adliye önünde basın açıklaması yapan Hakan Kobal:
“Kılıçdaroğlu konuşmasında ve “Twitter” hesabından yaptığı paylaşımlarda çirkin tavrını sürdürmüş Sayın Cumhurbaşkanımıza hakaret etmeye devam ederek, Cumhurbaşkanımızı; “Diktatörlükle, düktatör bozuntusu olmakla, şeref ve namus kavramını ayaklar altına almakla, şeref ve namus kavramını bilmemekle, namussuz ve şerefsiz olmakla” itham etmiştir.
Kemal Kılıçdaroğlu bu ifadeleri ile eleştiri ve ifade özgürlüğü sınırlarını aşmıştır.
91 yıllık Cumhuriyet tarihimizde hatta 2000 yıllık Türk tarihinde ilk kez devletin başındaki isim milletimizin sandık başına gidip, tercih yapmasıyla yani doğrudan doğruya vatandaşların kendi tercihiyle belirlenmiştir. Yargı denetiminde gerçekleştirilen gizli oy-açık tasnif ilkelerinin benimsendiği demokratik bir seçim sonucunda, Türkiye umhuriyeti’nin halk tarafından %52 oyla doğrudan seçilen ilk Cumhurbaşkanı sıfatına sahip olan ve temel ve hak hürriyetler ile demokrasimizin gelişmesi doğrultusunda sayısız reformların mimarı olan, milyonlarca kişi tarafından sevilen Sayın Cumhurbaşkanımızın diktatörlükle itham edilmesinin ne kadar yersiz olduğu izahtan varestedir. Bu ifade sadece Sayın Cumhurbaşkanımıza dönük bir saldırı ve hakaret değil, verdikleri oylarla onu bu makama layık gören bizlere ve milyonlarca vatandaşa da yapılmış açık bir hakarettir.
Demokrasinin hakim olduğu toplumlarda, halkın iradesini yönetime yansıtmanın en temel ve etkili aracı seçimlerdir. Seçimler, gelişmiş demokrasilerde halkın yönetime katılmasının uygulanabilir en doğrudan aracıdır. Kılıçdaroğlunun, demokratik yöntemlerle, anayasada gösterilen usule uygun olarak gerçekleştirilmiş bir seçim sonucunda %52 oy olarak doğrudan seçilen Cumhurbaşkanı için; ilkel ve demokratik bilincin gelişmediği toplumlarda, ülkedeki ekonomik ve askeri gücü kontrol eden şahısların veya grupların, halk üzerinde baskı kurarak, şiddet uygulayarak kontrolü ellerinde tuttukları rejimler için kullanılan “Diktatör” nitelendirmesinde bulunması,Kılıçdaroğlunun demokrasiye ve halkın iradesine en ufak saygısının dahi olmadığının açık bir göstergesidir. Kılıçdaroğlunun, aynı zamanda temsil kabiliyeti bakımından ülkedeki en büyük ikinci partinin ve Ana Muhalefet Partisinin lideri olması, durumun ne kadar vahim olduğunu gözler önüne sermektedir.
Kılıçdaroğlunun yönelttiği ifadeler, Cumhurbaşkanlığı Seçimlerinde, en temel anayasal hakkım olan seçme özgürlüğümü kullanarak Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a oy vermiş bir vatandaş olarak, tarafıma da yöneltildiği bir gerçektir. Şikâyet olunanın bu isnat ve ithamları Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a, onu seven ve ona oy veren biz vatandaşlara yönelik ağır birer hakarettir.Kabul edilemez kınıyorum.Bu sebeple Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunduk. Saygılarımla”
ifadelerine yer verdi.